Serap SÜRMELİ Röportajı (Finansgundem.com) (20.06.2017)




20 Haziran 2017 - 11:08
SERAP SÜRMELİ – FINANSGUNDEM.COM / ÖZEL HABER

   

Karabiber: KGF ile anlaşma imzaladık


QNB Finansbank’ın iç dünyasında, KOBİ Bankacılığından Leasing’e transfer olan Metin Karabiber, şu günlerde az zamanda çok iş yapmanın keyfini  sürüyor.

Nereden mi biliyorum?

Burası QNB Finansleasing merkezi. Levent’te, gökdelenler aleminde, Kristal Kule’nin 22. katında buluşuyoruz Metin Karabiberle.

Önce aziz İstanbul’a tepeden bir bakıyorum. Yer yarılmış, gök kubbe sanki aşağı inmiş. Güneşin parlattığı Boğaz büyüleyici. Mega manzara her yanıyla etkileyici.

Peki, leasing sektörünün, QNB Finansleasing’in manzarası nasıl?

Soru yağmurunda sohbete başlıyoruz Genel Müdür Karabiber’le


QNB Finansleasing’de kaptan koltuğuna bir yıl önce oturan Karabiber söze, bankacı kimliğinin şirkete nasıl avantaj sağladığının altını çizerek başlıyor. ‘Hoş geldin’ hedefini “Bankanın 630 şubesinden olabildiğince yönlendirme alabilmek ve leasingde pazar payını büyütmek” sözleriyle açıklıyor. Hemen soruyorum, “Hedef tuttu mu?”. Yanıt da anında geliyor. “Bilanço pazar payımız yüzde 5’di, 6.3 oldu. Demek ki üstüne 1.3 puan bir pazar payı koymuşuz. Yeni iş üretim pazar payımız da yüzde 5’ler düzeyindeydi, şu an yüzde 10’lardayız.”

Metin Bey’in yaptıklarını, yapacaklarını dile getirirken en dikkat çeken yanı, elleriyle ifadelerini onaylaması. Konuşurken hareketli. Anlatmıyor adeta yaşıyor.

Dinlemeye devam…

Sektörde büyüme iştahlarının sürdüğünü, beklentilerinin QNB Finansleasing’in yılsonu işlem hacmini 600 milyon dolara çıkartmak olduğunu söylüyor Karabiber.

Çok önemsediği bir imzayı masaya yatırıyor. KOBİ dünyası için KGF ile yaptıkları anlaşma için, “KGF, teminat yaratmakta zorlanan küçük- orta boy işletmelere teminat şemsiyesi yaratacak ve bu da sektörü biraz daha büyütecek” diye konuşuyor.

Öncelik verdikleri sektörleri peşpeşe dizerken Karabiber, iş ve inşaat makinelerini en başa yazıyor. Arkadan gayrimenkul, enerji, tekstil ve metal iş kolları geliyor. Ama yenilenebilir enerjinin (güneş enerjisi) özel ilgi alanlarına girdiğini de ayrıca ekliyor. Bu alana sanki biraz iltimas geçiyor.

Lasing sektöründe karşılaştıkları zorlukları ise 5 maddeyle sıralıyor.

Soru soru kovalıyor, yanıtlar da birbirini.

QNB Finansleasing Genel Müdürü Metin Karabiber, sektörün her yanını, şirketinin geldiği noktayı ve bundan sonrasını Finansgundem.com’a anlatıyor.




   

“LEASİNG SEKTÖRÜNDE BÜYÜME İŞTAHIMIZ VE HEVESİMİZ SÜRÜYOR”


-Göreve başlayalı 1 yıl olmuş, nasıl
geçti? 


Metin Karabiber: Katar QNB, Finansbank’ı satın aldıktan sonra ana strateji olarak hem banka hem leasing tarafında pazar payını büyütmek istiyordu. Temel stratejisi bu olduğundan, leasingi büyütebilmek için benim bankada olmam leasinge bir avantajdı. Neden? Çünkü amaç 630 şubesi olan bankanın şubelerinden mümkün olabildiğince yönlendirme alabilmek ve pazar payını büyütmekti.

Görevi teslim alalı 1 yıl oldu. Biz leasingde iki farklı pazar payı takip ediyoruz. Birincisi yeni iş üretim pazar payı; ikincisi bilanço pazar payı. İlk önce bilanço pazar payından başlayayım. QNB bizi devraldığında bilanço pazar payımız yüzde 5’di. Şu anda 6.3. Demek ki üstüne 1.3 puan bir pazar payı koymuşuz. Yeni iş üretim pazar payımız da yüzde 5’ler düzeyindeydi. Şu an kabaca yüzde 10’lar düzeyindeyiz.

Rakamlar olarak da geçen yılı 493 milyon dolar işlem hacmiyle kapattık. Bu yılın ilk 3 ayında da 135 milyon dolarlık işlem yaptık. Yılsonunda 600 milyon doları görebileceğimizi öngörüyoruz. Bu da büyümenin devam ettiğini gösteriyor. Leasing sektöründe büyüme iştahımız ve hevesimiz sürüyor.



“KGF İLE ANLAŞMA İMZALADIK”


-KOBİ bankacılığından gelen birisi olarak, KOBİ’lere leasingde nasıl bir destek sunuyorsunuz, ayırdığınız bir kaynak var mı?  


Metin Karabiber: Mevcut portföyümüzün yüzde 75’i KOBİ ve ağırlıklı olarak KOBİ segmentli çalışıyoruz. Önümüzdeki dönemde QNB Finansleasing olarak KOBİ dünyası için (Kredi Garanti Fonu) KGF ile bir anlaşma imzaladık. Geçtiğimiz yıllarda KGF’nin leasingle hiçbir sözleşmesi yoktu. İlk kez böyle bir yola girildi. Uygulama biraz gecikti ama sözleşme içeriklerini değiştirmemiz gerekiyordu. Çünkü biz banka gibi değiliz. Malı kendi üstümüze alıyoruz ve üstümüzde olan malın finansmanını yapıyor gibi görünüyoruz. Yaklaşık 2-3 aydır sözleşme taslağı üstünde KGF hukukçuları ve bizim hukukçular bir araya geldiler. Sözleşmeyi istediğimiz şekle getirdik ve geçenlerde imzaladık ve ilk dilim limitimiz açıldı, ilk kullandırımı yapıyoruz.

KGF’nin KOBİ’lere ne faydası olacak? Faydası şu, banka için nasıl ek teminat yaratma şemsiyesi varsa KGF’nin aslında leasing için de aynı şeyler geçerli. Dolayısıyla KGF teminat yaratmakta zorlanan küçük-orta boy işletmelere teminat şemsiyesi yaratacak. Bu da sektörü biraz daha büyütecek. Belki de önümüzdeki dönem KGF’nin önemli kaynak sağlayacağı kurumlardan bir tanesi leasing sektörü olabilir. Çünkü leasing yatırımları finanse ediyor, bu da daha fazla üretim ve istihdam demektir.

   

 

   

-QNB Finansleasing de 2017’nin ilk yarısı nasıl geçti, beklentiler gerçekleşti mi? 


Metin Karabiber: 2017 yılının ilk 3 ayı itibariyle leasing sektörü 1,6 milyar dolar iş yaptı. Bu 1,6 milyar dolarlık işte yaklaşık 4800 adet yatırım finanse edilmiş.


“ÖZEL İLGİ ALANLARIMIZ SIRASIYLA GÜNEŞ ENERJİSİ, TARIM VE İŞ VE İNŞAAT MAKİNALARI”

-QNB Finansleasing hangi pazarlarda etkili? Hangi alanlarda büyümeyi planlıyorsunuz? Pazar payınız nedir?

Metin Karabiber: Leasing sektörü yıllar itibariyle çok fazla değişmedi. Yüzde 25 gibi iş ve inşaat makinaları, yüzde 20-25 aralığında gayrimenkul sat-geri kirala işleri, geri kalanında da tekstil, metal, sağlık ekipmanları gibi diğer makine ve ekipmanlardan oluşuyor. QNB Finansleasing olarak da öncelik verdiğimiz sektörler başta iş ve inşaat makinaları olmak üzere gayrimenkul, enerji, tekstil ve metal iş kollarını sayabiliriz.

Son zamanlarda yenilenebilir enerji ilgi alanımızda. Ama yenilenebilir enerjinin güneş enerjisi kısmıyla çok ilgiliyiz. Şu ana kadar yaklaşık 75 megavatlık güneş enerjisi finansmanı yaptık. İlerleyen zamanlarda güneş enerjisinde daha çok yatırımlar olacaktır ve bu yatırımlar Türkiye’nin büyümesinde önemli bir rol oynayacak gibi görünüyor.

Bu arada tarım leasingiyle de ilgileniyoruz. Bankanın tarım bankacılığıyla yakın bir ilişkide olup, özelikle tarım makinalarına yönelik leasing işlerini önceliklendirmek istiyoruz.  

Bizim özel ilgi alanlarımız sırasıyla güneş enerjisi, tarım ve iş ve inşaat makinaları.

Yeni iş üretiminde 2017 ilk üç aylık pazar payımız yüzde 10. Bilanço pazar payımız yüzde 6.3. Büyüme iştahımız devam ettiği için bu yılın sonunda bilanço pazar payımızı yüzde 7’ye getirmeyi umuyoruz.

 

“KENTSEL DÖNÜŞÜM ANA FOKUSUMUZ DA DEĞİL”


-İnşaat sektörüyle, kentsel dönüşümle aranız nasıl?


Metin Karabiber: Kentsel dönüşüm ana fokusumuzda değil. Kentsel dönüşüme yönelik QNB Finansbank içinde ayrı bir uygulamamız var. Dolayısıyla daha çok o tür işleri bankada yapıyoruz. Gayrimenkul sektöründe bizim yaptığımız işler daha çok sat-geri kirala işleri. Örnek olarak çalıştığımız tekstil, metal, sağlık sektöründeki firmaların aktiflerine kayıtlı gayrimenkullerin yeniden finansmanını yapıyoruz.


-Kötü geçen bir turizm sezonu, leasing sektörünü nasıl etkiledi? Yeni canlanmayla birlikte nasıl bir leasing sezonu bekliyorsunuz?


Metin Karabiber: Turizmde yeni yatırım ve ilgi az. Biz yatırımı finanse ediyoruz ancak turizm yeni yatırımın olmadığı bir alan. Yeni yatırım olmadığı için özelikle turizme fokuslanmadık. Ama dediğim gibi sat-geri kirala yeni bir yatırım değil, turizm firmalarının aktiflerine kayıtlı gayrimenkullerin sat-geri kirala modeli ile yeniden finansmanlarını yapıyoruz.


-İş dünyasında uçak ve helikopter leasinginin payının yükseldiği konuşulur, siz buna katılıyor musunuz? Sizin bu tür leasingdeki payınız nedir?


Metin Karabiber: Toplam finansal kiralama sektörünün içinde uçak ve helikopterin payı yüzde 1.7. Aslına bakarsanız çok da talep yok. Genelde çalıştığımız firmaların, hissedarlarından satın almak isteyenler oluyor. Ama bu da çok sıklıkla olan bir şey değil. Sonuç olarak Türkiye pazarında uçak ve helikopter leasinginin çok büyük bir iş hacmi yok. Bizim de bu alanda özel bir çalışmamız bulunmuyor.
   

 

“İŞ VE İŞ MAKİNALARI SEKTÖRÜ ÜST SEVİYEDE”


-Şu an itibariyle hangi sektörler canlı, hangileri durgun gidiyor? 


Metin Karabiber: Sektör olarak baktığımızda iş ve inşaat makinaları çok canlı. 3. Havalimanı, otoyollar gibi yatırımlar devam ettiği için, iş ve iş makinaları kullanımı üst seviyede, bu nedenle şu anda çok talepkâr bir sektör. Durgun değil de yavaşlayan sektörler ise turizm ve nispeten sağlık (hastane ekipmanları) diyebiliriz.


-Genel olarak leasing sektörünün durumu nedir? Nasıl bir rekabet içindesiniz? 


Metin Karabiber: Aslında leasing sektörü Türkiye özelinde çok büyüyebilecek bir sektör. Ama bir takım haksız rekabetler oluşmuş durumda. Bunlardan en önemlisi yurt dışından fon almak. Eğer bu fonun ortalama vadesi 3 yılın altındaysa, biz kaynak kullanımı destekleme fonu ödüyoruz. Ama bunu bankalar ödemiyor. Halbuki biz doğamız gereği uzun vadeli yatırımları finanse etmek için uzun vadeli fon almak durumundayız. Evet, kendi içinde mantıklı gibi duruyor ama her zaman 7-8 yıllık fonlar bulamıyoruz. Onun için de burada bir rekabet eşitsizliği var görünüyor.

Bir diğeri karayolu taşıtları. 2009 yılına kadar karayolu taşıtlarında leasing yapılabiliyordu. Hala yapılıyor fakat karayolu taşıma yönetmeliğinde bir değişiklik yapıldı, o tarihlerde yapılan değişikliklerde leasing ile satın alınan karayolu taşıtının öz mal kabul edilemeyeceği karara bağlandı. Çünkü fatura leasing şirketinin üzerinde. Bu segment leasing sektörünün içinde yüzde 12 pay alıyordu. Şu anda yüzde 2’lere düştü. Burada yeni bir düzenleme bekliyoruz. Bu yeni düzenleme eğer hayata geçecek olursa, eskiden olduğu gibi leasing şirketleri karayolu taşıtlarında da pazar paylarını eski seviyelerine çıkarabilirler.

Bir diğer önemli konu da KDV. Biliyorsunuz leasingde KDV yüzde 1 uygulanıyor. Ama her ürün gamında yüzde 1 uygulanmıyor. Burada da bir düzenleme yapılmasını bekliyoruz. Mal gruplarının özelikle yatırım grubu varlıklarının tanımlanarak, mal gruplarında KDV istisnasına genişletilmesi yatırım ve istihdamın gelişimi için önemli bir alan olabilir. Bu konuda da şu anda bir çalışma var.

Bir diğeri de bize özel bir şey. Biz yabancı şirket olduğumuz için sat-geri kirala işleri yapılırken Valilik ve Genelkurmaydan izin almak durumunda kalıyoruz. Ama Türk statüsünde bir şirket olsaydık bu izinleri almayacaktık. Bunun bize ne zararı var derseniz? Bir kere bu izinleri almak kabaca 30 gün sürüyor ve müşteri 30 gün beklemek zorunda kalıyor. Bununla ilgili Finansal Kurumlar Birliği üzerinden Tapu Kadastro ve Ekonomi Bakanlığı’yla görüşmelerimizi sürdürüyoruz. Yakın zamanda çözüm beklediğimiz alanlardan birisi de bu.

Son olarak da bankalara göre dezavantaj yarattığımız yer, teşvik belgeleri. Burada da leasing şirketleri adına bir rekabet dezavantajı yaratılıyor. Bizim burada da bir düzenlemeye ihtiyacımız var. Teşvik belgeleri ile yapılan yatırımlarda teşvik cezalarından leasing şirketleri sorumluyken bankalar sorumlu değil. Bu durum teşvik belgeli yatırımlarda leasing şirketlerinin çekimser kalmasına neden olmakta.

 

   

“34 YILDIR BANKACIYIM”

-Biraz bankacılık serüveninizden bahseder misiniz?


Metin Karabiber: Benim çalışma hayatım 34 yıldır ağırlıklı olarak bankacılıkta geçti. İlk bankacılık serüvenim 1985 yılında İnterbank’la başlayıp, İktisat Bankası ve Dışbank’la (Fortis) devam etti. Ve son olarak Finansbank. Bankacılığa şubecilikle başlayıp portföy yöneticiliği, şube müdürlüğü, bölge müdürlüğüyle devam ettim. 2004 yılında Dışbank’ta KOBİ Bankacılığından sorumlu Genel Müdür Yardımcısı oldum ve sonrasında 2010 yılında Finansbank Ticari ve KOBİ Bankacılığından sorumlu Genel Müdür Yardımcılığı görevini aldım.

Bundan sonraki önceliğimiz QNB Finansleasing’i büyütmek ve pazar payını yüzde 7 ve üzeri bir yere taşımak.


“1994 KRİZİNDE TENİSE BAŞLADIM” 


-Bankacılık dışında nelerle uğraşıyorsunuz?
 


Metin Karabiber: 1994 krizinde tenise başladım. Tenise başlama nedenim bu oyunda topa konsantre olma zorunluluğundan dolayı üzerinizdeki tüm stresten arınabiliyorsunuz. 1994 yılında Türkiye’nin yaşamış olduğu ekonomik krizi hafifletecek bir sebep olarak başlamış olduğum tenisten sonrada vazgeçmedim. Şirketler arası, bankalar arası yapılan turnuvalarda QNB Finansbank takımı ile birlikte turnuvalara katılmaya devam ediyorum



 

 

Loader